3 Mayıs 2020 Pazar

YARATICILIK KRİZİNİ ABARTIP ÇIĞRINDAN ÇIKAN YAZAR FİLMLERİ

Yaratıcılık krizi birçok alanda insanı sıkıntıya sokan bir sorundur.Özellikle yayıncılık,medya ve sanat bundan en çok etkilenen dallardır.Bu konu filmlerde de ele alınan zengin bir konudur çünkü yaratıcılık krizi insana olmadık şeyler yaptırabilir.Ve bu da özellikle gerilim-korku sinemasında işlenmesinin ana sebebidir.Ben de bugün bu konuda yapılmış bir iki filme göz atmaya karar verdim.     Yaratıclık sorununu abartıp çığrından çıkan yazarlarla ilgili yapılmış filmlere şöyle bir göz atalım o zaman.
SHINING: Shining (Cinnet) filmi yaratıcılığın kontrolden çıkmasına dair yapılmış en iyi filmlerden biridir.Filmimizin baş kahramanı Jack Torrence bir otelde bekçilik işine girer.İş basittir.Otelin kapalı olduğu sezon boyunca bakımlarını yapacak ve ailesiyle 6 ay sonra oteli açılış gününde teslim edecektir.Jack'in ana amacı oteldeki kış sezonundan faydalanıp yaratıcılık krizini aşmak ve kitabını tamamlamaktır. Karısı Wendy ise evliliğindeki sorunların bitmesini ummakta  ve küçük oğlu Danny ile otelde vakit geçirmektedir.
  Film ilerledikçe  Jack hakkında daha fazla şey öğrenmeye başlarız.Birincisi Jack'in çok ciddi bir içki sorunu vardır ve bununla mücadele içindedir.İkinci olarak çocuğu çok küçükken ayak altında dolaştığı bir vakit Jack ona zarar vermiştir.Tüm bunlar Jack üzerinde zamanla tekrar etki göstermeye başlar .Otelin var olan kötücüllüğü ve 'cabin fever' yani 'klastrofobik sıkıntı' nın da etkisiyle Jack kontrolünü yitirmeye başlar.Ona göre onu yazmaktan alıkoyan karısı ve çocuğudur.Otelin de ona empoze ettiği gibi bundan kurtulmasının tek yolu onları yolundan çekmektir.Sonradan keşfedeceğimiz üzere Jack daktilosuyla kitabına dair hiçbir şey yazamamış ve zamanını otelde dolaşarak geçirmiştir.Yaratıclık krizi onu , karısı ve çocuğunu öldürmeye karar vermesine kadar sürükleyecektir.
SECRET WİNDOW:Mort başarılı bir yazardır.Zamanında birçok başarılı kitap çıkarmıştır.Hayatı ise karısının onu aldatmasıyla alt üst olmuştur. Karısını aşığı ile bastıktan sonra şehir dışındaki geniş kulübesine taşınır.Olayın üzerinden 6 ay geçmiştir ve Mort doğru düzgün birşey yazamamaktadır.Zamanını bayat yiyecekler yiyerek ve kanepesinde uyuyarak geçirmektedir Mort 'un bir gün kapısı çalınır .Çılgın hayranlarından biri bir deste kitap müsveddesini ona bırakarak onun hikayesini çaldığını iddia eder. Missisipi'li bu köylü Mort'un kendi  orijinal hikayesinin  sonunu değiştirdiği için hikayenin sonunun  mükemmel olmadığını iddia etmekte ve  düzelterek  yeniden basılmasını istemektedir.Mort onu görmezden gelir ve hayatına devam etmeye çalışır ama önce köpeği öldürülür ardından da şehirdeki evi yanar.Mort polise gider sonuç alamaz, arkadaşı olan bir dedektif tutar. Dedektifle buluşacağı sabah onu arabanın içinde ölü bulur. Missisipili adam onları öldürdüğünü ama cinayet aletinin Morty'nin izlerini taşıdığını iddia eder.Morty cesetlerden kurtulmak zorunda kalır.Ama mantığı zamanla onu ele geçirmeye başlar.Tüm bunları yapan köylü adam olamaz çünkü onu o yaratmıştır.Kendi suçlarını bu hayali karakter üzerine yıkmaya başlamıştır.Tüm bunlara rağmen filmin sonunda karakter onu yeniden ele geçirir ve karısı ile aşığını da öldürür.Cesetler bulunamadığı için kimse onu suçlayamaz.Cesetler ise gizli pencerenin ardındaki mısır tarlasında gömülüdür.
SINISTER :Ellison Oswalt bir 'gerçek suç 'yazarıdır.Ailesi ile yeni bir eve taşınır.Ellison uzun zamandır yaratıcılık krizindedir.Aile eve yerleştikten sonra evde paranormal olaylar olmaya başlar.Özellikle çocukları bu olaylardan çok etkilenirler.Karısı ise Ellison'un bu evi bilinçli seçtiğini keşfeder.Ellison kitap yazabilmek için kötü şöhretli bir ev seçmiştir ve bunu ailesinden gizlemiştir.Aile için bu korkunç bir şekilde sonlanacaktır.
SWİMMİNG POOL:Sarah Morton çok satan bir seri yazarıdır.Ama hem yazdıklarından sıkılmıştır hem de kaçırdığı hayatının yasını tutmaktadır.Hayranlarından nefret etmekte ve hasta annesine bakarak geçirdiği hayatını anlamsız bulmaktadır.Kafasında yeni bir kitap projesi vardır .Yayıncısının da teşviğiyle onun Güney Fransa'daki lüks villasında tatil yapmaya gider.İlk günler onun için mükemmel geçer.Kendi ile başbaşa İngiltere'den uzakta güzel bir villadadır.Herşey yolunda giderken yayıncısının kızı çıka gelir.Julie abartılı bir karakterdir.Sarah ne ise Julie onun tam tersidir.Eve her gece başka birini getirmekte ,dolabı gereksiz yiyeceklerle doldurmakta ,son ses müzikler dinlemekte ve Sarah'nın tersine renkli giyinmektedir.Adeta abartılı ve renkli bir roman karakteridir.Sonradan öğreneceğimiz gerçeğe göre öyledir de .Aslında Julie ,
Sarah'nın yarattığı bir roman karakteridir.Sarah esere kendini fazla kaptırmış ve onun gerçekliğine inanmıştır.Filmin sonunda gerçek Julie ile tanışıncaya kadar bu bizim için bir sır olarak kalacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder