22 Şubat 2020 Cumartesi

PARASİTE-PARAZİT GERİLİM VE KARAKOMEDİ ÜZERİNE

     
Parazit filminin tanıtımını ilk kez izlediğimde onu bir çeşit Kore korku filmi sanmıştım .Yapımcı her nedense bunu düşünmemizi istemişti .Filme gittiğimde ise karşıma tamamen farklı bir film çıktı.İlk sahneden itibaren filmde hayatlarımıza ayna tutulmuştu.Bedava wifi arayan bir aile, zar zor karnını doyurabiliyordu ama bir şekilde mutlu idi.Sonra eve zengin muhitten bir çocuk geldi.Bu pahalı giyimli iyi eğitimli çocuk  fakir arkadaşına  hediye ile gelmişti. Her zenginin yaptığını yapıyordu kendi çıkarları ve mutluluğu için bir fakirden fayda sağlamak için ona bir teklifle gelmişti.Ders verdiği kıza göz kulak olması için fakir arkadaşına bir iş teklifi sundu.Asıl amacı o eğitim için uzakta iken fakir çocuğun kız arkadaşına ders vermesi ve diğer zengin yakışıklı çocukların kızdan uzak durmasını sağlamaktı.Plan güzel görünüyordu ve fakir çocuk için de mükemmel bir fırsat sunuyordu.
   Fakir çocuk evin hanımefendisi ile iş görüşmesine gitti ve işi aldı. Bu sahneden sonra eve tüm ailesini getirmesine adım adım şahit olduk. Ailece, kendi sınıfından olan şoför ve evin hizmetçisini çeşitli ayak oyunları ile işlerinden ettiler ve onların yerine kendileri geçtiler.Burada fark ettiğimiz en önemli şey şu olmalı.Bu fakir aile aslında çok yetenekli bir aile.Her birey kendi alanında (şoförlük, grafikerlik ,hizmetçilik, İngilizce eğitmenliği) çok başarılı.Peki bu kadar yetenekli ve başarılı bir aile neden toplumun en alt sınıfında? Yönetmen adeta bunu gözümüze sokuyor.Burada bir terslik olduğundan bahs ediyor. Ve bunu bize ince ince işleyerek anlatıyor.Zengin aileye baktığımızda ise ailenin vasat bireylerden ve özentiden oluştuğunu görüyoruz. Fakir aile eve tamamen hakim olduğunda zengin aile kampa gitmeye karar veriyor.Evin boş olmasından faydalanan fakir aile ise evin tüm alanlarını kendilerininmiş gibi kullanmaya başlıyor.Bu noktada biz artık şu beklentiye giriyoruz.Bu aile zengin aileye çok kötü şeyler yapacak.Ama öyle olmuyor.Onun yerine o neşe içinde geçen akşam sekansında o mutlu anlara gölge düşürecek bir olay oluyor.Evin eski hizmetçisi kapıda beliriyor.Yönetmen Hitchcockvari bir hamle yaparak sahneye bir leke düşürmüş oluyor.Hitchcock filmlerine aşina olan herkes bilir ki sahneye uymayan tuhaf garip bir olay olayların tüm akışını geri dönülmez biçimde değiştirir.North by Northwest'teki uçak sahnesi,Birds'de Melanie'ye saldıran martı gibi sahnelerde göreceğimiz üzere olay örgüsüne hiç uymayan tuhaf garip bir olay tüm filmi zehirler.
        Parasite filminde de bu oluyor.Eski hizmetçi kapıda beliriveriyor ve olaylar tamamen değişiyor.Aslında burada garip bir şey daha var.Fakir aile bu hizmetçiye kapıyı açmayabilir.Yapılacak en büyük yanlışı yapıyor ve kapıyı açıyorlar.Bunu neden yapıyorlar diye düşündüğümüzde aslında hali hazırda  vicdan azabı çektiklerini görebiliyoruz.Sonuçta hizmetçiyi çeşitli entrika ve manipülasyonlarla onlar kovdurdu.Demek ki onu içeri almama hakları varken onu alarak vicdanen kendilerini rahatlatmaya çalıştılar.Ama bu ölümcül bir yanlış oluyor.Hizmetçi bir şey alacağını söyleyerek eve giriyor aile bireyleri (anne dışındakiler )saklanıyor.Evin eski hizmetçisi bizim daha önce hiç görmediğimiz bodrum kata iniyor ve bu katı evin sahipleri dahi bilmiyor.Bodrum katta hizmetçinin kocası yaşıyor.Ve günlerdir aç.Bu sahne bizde tam anlamıyla bir şok yaratıyor.Hizmetçi önce anneden kocasına bakmasını istiyor ama anne yine bir hata yaparak bunu kabul etmiyor.Oysa bu noktada  kabul etse idi işler daha sonraki aşamalara gelmeyebilirdi.Fakat onları gizlice izleyen aile üyeleri bir anda merdivenden hizmetçinin önüne düşüyor.Hizmetçi onların resmini çekerek  tehdide başlıyor.
        Derken zengin aile hava şartlarından dolayı geri döneceğini haber veriyor. O hengamede fakir aile tekrar kontrolü ele geçiriyor.Eski hizmetçi ve kaçak kocasını bodruma hapis ediyor.Aile evi tekrar eski haline döndürüyor ve birer hamam böceği gibi masa altına saklanıyor.Zengin aile ile bu anlarda sadece hizmetçi anne muhatap oluyor.Bir ara eski hizmetçi, aileye ulaşmak üzere iken anne  onu merdivenden yuvarlıyor.
       Zengin aile bahçede oynayan çocuklarını izlerken işe aldıkları fakir aile hakkında yorumlar yapmaya başlıyor.Zengin adam şoföründen aldığı o meşhur 'fakir insan kokusu'ndan bahsediyor.Bu aşamada ailenin babası kendini çok aşağılanmış hissediyor.Zengin aileye karşı bir öfke içine yerleşiyor.
Gecenin ilerleyen vakitlerinde fakir aile saklandıkları yerden çıkıyorlar evlerine doğru uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkıyorlar.Biraz önce tatlı tatlı ,geniş ve konforlu bir evin camından izleyebildikleri yağmur ise onların kabusuna dönüşüyor.Evlerine yaklaştıkça fakir muhitlerin geniş açıdan çekimlerini, elektrik kablolarının görüntü kirliğini görüyoruz ve fakirliği iliklerimize kadar hissediyoruz.Bu sahne gerçekten de üzücü bir sahneye bağlanıyor.Fakir ailenin evini su basmıştır.Evlerindeki su boğazlarına kadar gelmektedir.Tuvaletlerinden kanalizasyon suyu taşmaktadır.Burada ailenin  kızının tavana sakladığı sigara paketini bulduğu sahneye şahit oluruz.Sigara paketinde biriktirdiği para ve sigaraları vardır ve onlara hiçbir şey olmamıştır.Klozetin taşmaması için üstüne oturur ve keyif sigarası yakar.Durumuna alışmışlığı bizi hayrete düşürür.
       Aile devlet tarafından spor salonuna yerleştirilir.Spor salonunda uzanmışlarken baba ve oğul bir sohpete başlarlar.Oğul babaya 'baba bir planın olduğundan bahsetmiştin nedir o plan ' minvalinde bir soru sorar baba da 'bir planım yok eğer planın olmazsa planlarının bozulması imkansızdır 'der Buradaki  konuşma gerçekten de üzücü ve bir o kadar da aydınlatıcıdır.Adamın hayatı boyunca bir şeyleri denediği ama sonuç alamamaya başladıkça bulunduğu durumu kanıksadığını ve hayat felsefesini buna göre şekillendirdiğini anlarız.
       Sabah  zengin aileden telefon alırlar.Hanımefendi sabah aniden bir parti yapmaya karar vermiştir.Korkunç bir gece geçiren aile bireyleri eve gitmek zorunda kalırlar.Bir yandan da bodrumdaki tutsakları düşünmektedirler.Bu düşünce onları yaptıkları üçüncü büyük hataya kadar sürükleyecektir.Onlar bodrumdaki aileye acımaktadır  ve anlaşmaya varmaya karar verirler ama bodrumdaki kadın çoktan öldüğü için kaçak koca  onları bir bir avlamaya karar vermiştir.Doğum günü tüm hızıyla devam ederken kaçak koca  arka bahçeyi kan gölüne çevirir.Çünkü karısı ölmüştür ve elinde hiçbir şey kalmamıştır.. Kanlı doğumgünü sahnesinden sonra yoksul baba evin bodrumuna saklanır çünkü orayı kimse bilmemektedir.Evi yapan mimar bodrumu öyle bir gizlemiştir ki anlamak mümkün değildir. Yoksul oğlan komadan çıkar, anne az ceza alır ,kızları barbekü partisinde ölmüştür zaten .
       Çocuk bir süre sonra zenginlerin evine bakmaya gider.İsviçreli insanlar eve taşınmıştır.Fakat evi gözlerken garip bir şey olur yanıp sönen bir ışık görür.Mors alfabesi ile mesajı çözer ve orada babasının yaşadığını anlar.Babasına asla gönderemeyeceği bir mektup yazar.Mektupta asla gerçekleştiremeyeceği sözler verir babasına. Bir an için gerçekleştireceğine biz bile inanırız. 
       Açıkçası uzun zamandır böyle güzel örülmüş ve kurgulanmış bir film izlememiştim.Hele ki Koreden böyle bir film geleceğine asla inanamazdım.Film 4 Oscar ödülü ve bir sürü prestijli ödül daha aldı.
       Genel olarak filmin iskeleti fakirlik ve zenginlik temaları ve sınıf mücadelesi üzerine oturtulmuş.Zenginlerin fakirleri kendi mutluluk ve refahı için sömürmesi, fakirlerin de ben de bir gün zengin olabilirim ütopyası ile zenginlerden bir şeyler koparmaya çalışması ve onların artıklarıyla mutlu olması ile açıklayabiliriz tüm filmi.Ama benim burada anlatmaya süremin yetmeyeceği kadar fazla şeyle dolu orijinal bir hikayeye sahip çok başarılı ve değerli bir film bu.Öyle ki ben bu film hakkında filmden çıktığımdan beri düşünüyorum.Lütfen izlemediyseniz izleyin .